Amerikan İmparatorluğu Milliyetçilik ve Demokrasi

Amerikan İmparatorluğu Milliyetçilik ve Demokrasi

Devamını Oku »

Kitap Adı: Amerikan İmparatorluğu Milliyetçilik ve Demokrasi
Yayınevi: Haziran Yayıncılık


Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız



ÖNSÖZ
Bu broşürün başlığı neden “Amerikan imparatorluğu, milliyetcilik ve demokrasi” olarak belirlendi? 1990’lı yıllar, kavramların icinin boşaltıldığı, çarpıtıldığı
bir dönemdir. 11 Eylul 2001’de Amerika’yı vuran eylemlerin ardından
çarpıtma adeta tavana vurdu. Tabiri çaizse “at izi it izine karıştırıldı”. Karıştıran sadece ABD değildi; ceşitli sol güçler, islamcılar da çarpıtmanın bir parçası oldular. Emperyalizm ne, demokrasi ne, somurgecilik ve bağımsızlık ne, kim demokrat, kim ozgurlukten yana, ulusal haklardan ne anlaşılır, halkın cıkarları nedirğ. Bir curcunadır gidiyor 2002’nin başında Afganistan’ın başkenti Kabil’in
düşmesinden 9 Nisan 2003’te Bağdat’ın düşmesine kadar olan dönem, 1990’lı yıllar boyunça tartışılan, 2000’li yıllara da taşınan kavramları, politikaları ve çarpı
tmaları netleştiren bir dönem olarak da gorulebilir.

Kuşkusuz, çarpıtma devam ediyor. Hem de işgal koşulları altında daha pervasız sapkın teorilere rastlıyoruz. Ama yine de çarpıtmanın sönuna gelindiğini soylemek mumkun. Milliyetçilik ve Demokrasi Amerikan imparatorluğu, milliyetcilik ve demokrasi, çarpıtmanın odağındaki gucler ve kavramlardır. 

Broşürün kapsamını belirleyen de budur. Bu üç olgu, birbirleriyle ilişkilidirler. Irak, bu ilişkinin cıplak halde gozlendiği bir saha olmuştur. İmparatorluk ve milliyetcilik, uzerlerinde taşıdıkları aldatıcı gorunumlerden sıyrılarak kendi gercek nitelikleriyle
ortaya cıkmaktadırlar.Boyle olması da kacınılmazdır.

Çünkü;
1) Amerikan emperyalizmi kendi sınırlarını zorlamaktadır; önyıllardır kapitalist blokun imparatorluğunu ve jandarmalığını ustlenmiş olan Amerika, sosyalist sistemin dağıtılmasından sonra, hedefini dünya imparatorluğu olarak belirlemiş; uzun suredir hazırlıkları yapılan bu politika 11 Eylül eylemlerinin ardından fiilen yürürluğe könulmuştur. Amerika bugun, ekonomik, askeri, siyasi tum gücünü sınırlarına kadar zorlayan bir saldırganlık içindedir. Dünya halklarının direnişini, dünyanın yüzyıllık kazanımlarını ayaklar altında ciğneyen imparatorluk stratejisi, Amerika icin tarihsel açıdan sonun başlangıcı olarak da gorulebilir. Ama
bundan bugunden yarına bir cokuş beklenemeyeceği, tersine, Amerikan saldırganlığı altında dünyanın buyuk bedeller odeyeceği gorunmektedir. Ne kadar acıya, katliama yolacmış olursa olsun, genişlemesinin sınırında ise, işte o zaman cöküşü başlayaçaktır.

2) Milliyetcilik sınırlarına gelip dayanmıştır; 
Milliyetcilik, 1990’lardan yani sosyalist sistemin dağıtılması ndan itibaren, dünya könjönktüründe yeri-rolu değişen bir seyir izlemiştir.1960-70’li yıllarda, emperyalizme karşı dünya halklarının ileri cephesi ulusal kurtuluş savaşlarıydı. Emperyalist blok ile, sosyalist sistem arasında celişki, bu noktada yoğunlaşıyordu. Celişkinin “sosyalist sistemin yoğunlaşmış bir ifadesi olarak ulusal kurtuluş savaşları” kavramıyla dile getirilmesi de 8 Amerikan imparatorluğu bunun sönucuydu. Ulusal kurtuluşculuk, sosyalist sistem varken, öndan güç alıp öna guc vererek tarihsel toplumsal gelişim acısından önemli bir rol üstleniyordu.

Ulusalcılık temelinde emperyalizme vurulan her darbe, sosyalist sistemi, halklar cephesini güçlendiriyordu. Bugun de emperyalizme tavır alan ulusal hareketler,
ilerici bir özellik taşımaya, etkileri o dönemdeki kadar olmasa da, belli bir etkide bulunmaya devam edeceklerdir. Ama milliyetcilik temelindeki hareketlerin
Amerika ve Avrupa emperyalizminin icazetine girdiği nokta, milliyetciliğin gelip dayandığı sınırı ifade etmektedir.

3) Demokrasi tarihsel, sınıfsal bağlarından koparılmaktadır; 
Gerek ulusal kurtuluş hareketlerinin, gerekse de revizyönist, reformist kamptaki solun emperyalist sisteme yedeklenmesiyle, solun, Marksist-Leninistlerin
literatüründeki demokrasiyle, burjuvazinin, emperyalizmin literatüründeki demokrasinin anlam farklılıkları kaybedilmiştir. Bugun “demokrasiden yanayım”diyenin gerçekte neyden yana, neye karşı olduğunu bilebilmek mümkün değildir. Bunun icin başka konularda ne dediğini de bilmek gerekmektedir.

Amerikan emperyalizminin imparatorluk hedefi temelindeki saldırganlığı, milliyetciliğin kendi sınırlarına dayanması ve demokrasinin ne olduğu belirsiz hale
getirilmesi; bu üç gelişme birbirine bağlıdır; her üçü de birbirinin icinde yeniden şekillenmektedir.1990-2003 arasındaki dönem, bu şekillenmenin gercekleştiği tarihsel dönemdir. Bu broşurde, anılan sureci esas alarak, imparatorluk, milliyetcilik ve demokrasiyi, birbirleriyle ilişkileri içinde ele aldık. 
İmparatorluğun, milliyetciliğin ve demokrasinin “haldeki dürüm”unun en somut olarak goruleceği tarih, 2003, tarihsel alan ise, Irak’tır.






0 Reviews