Anadolu Aleviliğinin Tarihi

Anadolu Aleviliğinin Tarihi

Devamını Oku »

Kitap Adı: Anadolu Aleviliğinin Tarihi
Yayınevi: Boran Yayınevi


Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız


Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız



ALEVİLİĞİN TARİHİ 

“Tarih bize mumya gösterilir gibi tanıdığımız, sevdiğimiz ve acısını çektiğimiz gerçeklikten uzak, zamandan kopmuş tarihler ve veriler olarak öğretilir (...) olabileceğimizden habersiz olalım diye, olduğumuz şey bizden gizlenir ve bize bu yalan söylenir.” 
(Eduardo GALEANO) 

Bir ağacı öldürmek için, kökleriyle bağlarını kesmek yeterlidir. Egemenler de tarih boyunca, ezilenlerin bilincinde yeşeren eşitlik, özgürlük ve adalet umutlarını, kökleriyle bağını keserek öldürmeye çalışmıştır. Ezilenlerin, tarihle olan tüm bağlarını koparmak istemiş, beceremediği yerde geçmişi çarpıtmış, bozmuş, içini boşaltarak mumyaya çevirmiştir. Oysa biliyoruz ki geçmişe bakmazsak, bugün ne olduğumuzu ve yarın ne olacağımızı anlayamayız. 

“Ancak tarih bilincinde insan’ kendini görebilir’; demek ki insan, tarihe’ ‘kendini bilmek’ için yönelir. O nedenle bilinç, zorunlu olarak tarihseldir.” 

Bilinçlenmek, tarihini bilmektir. Egemenler, ezilenler bilinçlenmesin diye tarihe saldırır. 
Alevilik, ezilenlerin sınıfsal başkaldırılanın dinsel ifadesi olarak tarih boyunca bu saldırıların öncelikli hedefi olmuştur. Alevilik tarihi, baştan başa Emevilerin, Abbasilerin, Osmanlının çarpıtma ve karalamalarıyla doludur.

‘Kendini Bilmek’, Alevi inancının temel öğretisidir. Kendini bilmek, Hakk’ı bilmektir. Alevi inancında, Hak’ta bir olma mertebesine ulaşmış “Kamil İnsan”, kendini bilen insandır. 
Bunun için tarihimizi bilmek vazgeçilmezdir. Çünkü tarih, dünden bugüne kan-can bedeli yarattığımız, bin bir emekle bugüne getirdiğimiz tüm değerlerin toplamıdır. Sahip çıkmamız gereken en büyük hazinemiz, zenginliğimizdir. 

Ebu Zerlerin, Ebu Müslim Horasanilerin, Hallac-ı Mansurların, Bedreddinlerin, Pir Sultanların olmadığı bir Alevilikten geriye ne kalır? Sömürücü, zalim egemenlerin girmeye korktuğu vahşi, gür bir ormanı, kuru ağaç kütükleri haline getirmeye benzer bu! Egemenlerin istediği, özlediği budur! 

Hayır, buna izin vermeyeceğiz! Köklerimize sıkı sıkı tutunacağız. Dallarımızı daha uzaklara, geleceğe uzatacağız. Ta ki tüm ülkeyi yeşertene dek! Herkesin ‘bir ağaç gibi özgür, bir orman gibi kardeşçesine’yaşayacağı bir düzeni kurana dek! 

Aleviliğin de tarihsel iddiası budur... 

0 Reviews