Devamını Oku »

Kitap Adı: Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (BOP) ve Arap Baharı
Yayınevi: Boran Yayınevi

Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız



Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız




Bahar doğanın uyanışıdır. Havanın, toprağın, suyun, doğadaki tüm canlıların uyanışı.
“Arap Baharı” nitelemesi de, Arap halklarının uyanışını ifade etmektedir. Ancak bu niteleme emperyalistlere ve onların burjuva ideologlarına ait bir nitelemedir.
Bir işin içinde emperyalistler halkların yararına olan hiçbir şeyin arkasında durmazlar.
Bu sınıfların doğası gereği böyledir. Uzlaşmaz iki sınıfın çıkarları birinin yararınaysa, diğerinin zararınadır. Emperyalistler ve halklar arasındaki tüm olaylara bu çerçeveden bakmak gerekir. Aksi durumda yanılmak, tuzaklara düşmek, karşıt sınıfın çıkarları doğrultusunda kullanılmak kaçınılmazdır.
“Arap Baharı” denen sürece de bu çerçeveden bakmak gerekirdi, gerekiyor.
Arap halkları için “bahar” olan, Arap egemenleri ve dünya egemenleri için “kış” olması gerekirdi. Oysa “Arap Baharı” denilen sürece emperyalistler açıktan destek veriyordu; bu durum sınıflar gerçeğinin doğasına aykırıdır.
O zaman olaylara görünenden, gösterilmek istenenden daha farklı bir gözle bakmak gereklidir. Kitabımızda Arap Baharı denilen süreci bu bakış açısıyla ele aldık.
Bugün 2021 itibariyle sonuçlarından baktığımızda “Arap Baharı” denilen sürecin ne olup olmadığı çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ancak olaylara sınıfsal temelde, emperyalizm ve halklar çerçevesinden bakılmadığında çıplak gerçek gözükse de olayları doğru değerlendirmek, doğru sonuçlar çıkarmak mümkün değildir. Emperyalistler duruma göre yeni politikalar geliştirip halkları bu politikalarına alet edebilmektedir.

Bu yanıyla “Arap Baharı” diye başlayan süreç farklı biçimlere bürünerek devam etmekte ve Ortadoğu toprakları Arap halklarının kanıyla kan gölüne dönüştürülmüş durumdadır. Ancak şu da bir gerçektir ki; emperyalistlerin politikaları hedefleri ne olursa olsun halkların direnişleri bitirilememiştir.
BOP’tan Arap Baharına emperyalizmin politikaları halkların direnişi karşısında boşa çıkartılmaktadır. Irak’ta da, Afganistan’da da ABD emperyalizmi yenildi. Suriye’de, Yemen’de de direniş kazanacak… Libya’da da kaybedecekler… ABD ve AB emperyalistleri Orta Asya’dan, Ortado dar ekonomik ve siyasi hakimiyetlerini kaybetmektedirler.

ABD imparatorluğu yıkılmıştır. Dünyada güç dengeleri yeniden kurulmaktadır.
Kitabımızda 2000’leri başından 2020’lere ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ni, Arap Baharı sürecini ve sonrası gelişmeleri ele alıyoruz.

Bunu yaparken de, Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi kapsamında yer alan ülkelerin tarihine, ekonomik, sosyal, siyasal yapılarına daha yakından bakarak, bu ülkelerin neden hedef alındıklarını inceledik.

Görünen o ki, ABD dünyanın hiçbir yerinde istediği düzeni oturtamamıştır. 2000’lerin başında kendini dünyanın imparatoru ilan ederken 2020’lere gelindiğinde ABD, hiçbir yerde tek başına belirleyici güç olamamaktadır. Bununla birlikte dünyanın dört bir yanında karışıklıklar çıkartmakta, halkların kanını akıtmakta başarılı olmaktadır.

2000’lerin başında ABD’nin imparatorluk politikalarının karşısında kimse duramazken 2020’lerde Rusya ve Çin’i baş tehdit olarak görmektedir. Ve bundan sonraki çatışmalar dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın esas olarak bu güçler arasındaki çelişkilerin çatışması olacaktır. Ve tabi ki, bu güçler arası çelişkileri derinleştiren emperyalizm- halklar çelişkisi olacaktır.

Emperyalist güçler ve onların askeri-strateji kuruluşları masa başlarında istedikleri projeleri çizebilirler. Ancak onların hiçbirisi de hayat bulmayacaktır; çünkü o projelerde halklar gerçeği yoktur.
Baş çelişki emperyalizm ile ezilen, sömürülen dünya halkları arasındadır. Bu çelişkilerin çözümü, emperyalizmin yıkılışı, halkların kurtuluşudur. Dünyadaki gelişmelere, çatışmalara bu pencereden bakmadığımızda emperyalist politikaların aracı olmak, emperyalistler tarafından kullanılmak kaçınılmaz olacaktır. Kitabımızda BOP ve Arap Baharı sürecini incelerken bunu ortaya koymaya çalıştık.

Bütün olarak sürece -20 yıl sonra- sonuçtan bakarak değerlendirme yapmak kolaydır. Emperyalizmin tüm yalan ve demagojileri açığa çıkmıştır. Ancak an itibariyle doğru politikaları uygulamak ve doğru yerde durmak için meselelere sınıfsal pencereden bakmak şarttır.

Geride kalan 20 yıl içinde reformist sol- oportünizm ve Kürt Milliyetçileri emperyalizmin politikalarında da, AKP faşizminin politikalarında da kararlı, tutarlı bir anti-faşist, anti emperyalist çizgide duramamışlardır. Özellikle Kürt Milliyetçi hareket ve onun kuyruğuna takılan kesimler Suriye’de ABD’nin maşası haline geldiler. Yine AKP faşizminin iktidarını bu denli pekiştirmesinde 2015 yılına kadar Kürt Milliyetçileri ve solun verdiği destek küçümsenemez.

Bütün bu süreçler boyunca Devrimci Hareket Marksist-Leninist ideolojisinden ve iktidar iddiasından bir milim bile sapmadan mücadelesini sürdürdü.

Emperyalizm ve işbirlikçi AKP iktidarının teslim alma ve imha politikalarına karşı direndi. Bütün dünyanın umutsuzluğa düştüğü dönemlerde Cephe ölümüne direnişleri büyütüyordu. Afganistan, Irak işgal edilirken, Saddam heykelleri yollarda sürüklenirken, Guantanamo’da, Ebu Gurayip’te tutsaklara en aşağılık işkenceler yapılırken Cephe tutsakları F tiplerinde destansı direnişleriyle tüm dünyaya umut oluyordu.

Geçen 20 yılda umut büyüdü. M-L bir önderlik altında olmasa da halkların direnişi büyüdü. Direnmeyenler, teslimiyeti seçenler çürüdü, tasfiye oldu.
Kitabımızda süreçlere ilişkin devrimci hareketin yayın organlarında çıkan yazılarına da yer verdik. Yazdıklarımız, söylediklerimiz sonuçtan çıkartılan bir değerlendirme değil; süreç boyunca yazdıklarımız gerçekleşmekte olandır.

Kitabımız, inceleme araştırma olanaklarının sınırlı olduğu koşullarda yaklaşık bir yılı aşkın süre içinde tamamlandı.

Bu süreç içinde yazdığımız konularla ilgili yaşanan değişiklikler oldu. Örneğin ABD ve NATO güçleri 31 Ağustos 2021 tarihinde Afganistan’ı 20 yıl süren bir savaşın sonunda, savaştığı Taliban’ı iktidara taşıyarak terk etti.

Yine 2021 yılının sonlarında ABD-AB emperyalistlerini işbirlikçi Ukrayna yönetimi üzerinden Rusya’yı kuşatma politikalarının derinleştirdiği kriz, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya askeri operasyonuyla sonuçlandı ve operasyon an itibariyle sürmektedir.

Olanaklarımızın sınırlılığından dolayı, daha derinlikli araştırma yapılması gereken konularda yüzeysel kalınmış olabilir. Buna rağmen ABD’nin imparatorluk stratejisinin planı olan Büyük birçok yanlarıyla ortaya koyduğumuzu düşünüyoruz.


0 Reviews