Devrimci Mücadelede Avukatlar

Devrimci Mücadelede Avukatlar

Devamını Oku »

Kitap Adı: Devrimci Mücadelede Avukatlar
Yayınevi: Mücadele Yayınları


Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız








GİRİŞ

Yeni-sömürge bir ülkede yaşıyoruz. Emperyalizm içimizde; kafamızı çevirdiğimiz her yerde emperyalist sömürünün, ahlaki çözüntünün, kültürel yozlaşmanın ve militarizmin vahşi, iğrenç yüzünü görmemiz işten bile değil.
Evet, emperyalizm içimizde, hem de yaklaşık yarım asırdır tüm kurumlarıyla benliğimizi, zenginliklerimizi kemiriyor, talan ediyor.

Emperyalizmin böyle derinlemesine nüfuz ettiği bir ülkede siyasal yapıdan spora, ekonomiden kültüre, her alanda emperyalizme, işbirlikçilerine, oluşturdukları kültüre ve yarattıkları kurumlara karşı mücadele etmek, kendini ülkenin insanı sayan herkesin en başta gelen görevi olmalıdır. Bunun için üstün niteliklere sahip olmaya da gerek yok, sadece tutarlı bir devrimci-demokrat aydın tavrı göstermeye çalışmak bile çok şeyler yapmanın yolunu açacaktır.

Emperyalizme bağımlı, çarpık biçimlenmiş, yukarıdan aşağı inşa edilmiş bir kapitalist sosyo-ekonomik temelin üzerinde yükselen siyasal yönetimin, kimi zaman da "açık faşizm" olarak biçimlendiği bir ülkenin devrimci-demokrat aydınlan, bu siyasal biçimlenmeyi belirleyen sınıflar mücadelesinin her alanında kendilerine düşen görevler olduğunun bilincinde olmalıdır.

Böyle bir ekonomik-siyasi yapılanma, başta işçi  sınıfı  olmak üzere yoksul köylüleri, esnaf ve  zanaatkarları, memurları, öğretmenleri, gençleri sefalete, yok oluşa, köleliğe ve robotluğa mahkum ediyorsa, bu ülkenin devrimci-demokrat aydınları, sefalet, yok oluş, kölelik ve robotluktan kurtuluşun yollarını aydınlatma çabalarının içinde erimek zorundadırlar.

Ezilen ulusun diliyle, gelenekleriyle, görenekleriyle, tüm bir kültürüyle yok edilmeye çalışıldığı, zaman zaman fiziki varlığını ortadan kaldırmaya yönelik yöntemlere başvurulduğu bir ülkede, devrimci-demokrat aydınların seyirci kalma gibi bir lüksü olamaz.

Sürekli ekonomik-siyasi krizin atlatılamadığı, sıkıyönetimlerin olağanlaştırılıp, cuntaların, baskı ve terör yöntemlerinin kurumlaştırıldığı, emekçi kitlelerin içinde bulunduğu yoğun memnuniyetsizliğe rağmen, bunun doğurduğu tepkilerin çeşitli tarihi-siyasal etkenler nedeniyle kendiliğindenci eylemlerin ötesine geçmediği ve mücadelenin örgütlü devrimci hareketlerce tüm mücadele araçlarının uygulanmasıyla bilinçli-kitlesel bir mecraya kanalize edilmek istendiği bir aşamada, devrimci-demokrat aydınların bu ideolojik-pratik öncülük misyonlarından ve örgütlü mücadelenin ateşinden uzak kalmaları, her şeyden önce kendi varlıklarını inkar etmek, yok saymak anlamına gelecektir.

O halde günümüz Türkiye'sinde, devrimci-demokrat aydın olmanın en temel sorunu, sahip olunması gereken misyonun bilincine varılması ve bunun pratik görünümü olarak örgütlü mücadelenin kendilerinden beklediği görevleri yerine getirme yönünde çaba gösterilmesidir.

0 Reviews