Günay'ın Son Sözü: Size Teslim Olmayacağım

Günay'ın Son Sözü: Size Teslim Olmayacağım

Devamını Oku »

Kitap Adı: Günay'ın Son Sözü: Size Teslim Olmayacağım


Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız


Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız



ÖNSÖZ YERİNE...

DEVRİM YOLUNDA GÜNAYLAR’LA YÜRÜYORUZ! (*)

Uğrunda yüzlerce kez öldüğümüz devrim kuşağının kahramanları arasına Günay da katıldı.

Mahir ve Cevahir olup 51 saat direndik Maltepe’de. Birtan olduk, serverip sır vermedik işkencehanelerde.
589 günlük açlığımızla Berkan olduk, feda ateşinin içinde hiç kımıldamadan yedi dakika zaferi işaret eden Fidan olduk, Dersim dağlarında bir defada açan 12 karanfil olduk, Gültekin olup feda silahını kuşandık, Şafak ve Bahtiyar’la adalet olduk adaletsizliğin saraylarında, zulmün karargahlarına baskın veren Cephe’nin alev saçlı kızı Elif olduk ve 2015'in 24 Temmuz ’unda GÜNAY olup eklendik devrim kuşağının kahramanlarına. İşte böyle yürüyoruz devrime. Böylesi kahramanlıklar yaratarak, yaşamını ve verilebilecek tek ve son şey olan canını tereddütsüz vererek taşıyoruz adaletin, kurtuluşun, sosyalizmin, umudun, bayrağını...

Günay!
Günay deyince akla ilk gelen şey kararlılığı, netliği, devrime ve halka sonsuz inancıdır. Ki, Günay'ı tanıma şansına sahip yoldaşlarından tutun halktan insanlara kadar herkesin Günay için ifade edeceği ilk şey budur.
Kararlılığı ve netliği yaratan "ne için ve nasıl yaşıyorum" ve "ne için savaşıyorum" sorularına tam cevaplar vermektir.

Bu sorulara net cevap verenlerin devrimci kararlılığı da net oluyor. Günay'daki bu netlik duruşundan, konuşmasına, emeğinden, yoldaşlık ilişkisine, düşmana kininden, öğrenme isteğine ve ses tonundan, bakışından gülüşüne kadar her şeyine yansıyordu. Evet gülmek de... Bakın Mahir’e, Ulaş’a... Bakın Dayı’ya, bakın Elif, Şafak, Bahtiyar’a... Ve bakın Günay'a nasıl da güzel gülüyorlar...
Çünkü yüzlerine yansıyan halkların binlerce yıllık bilgeliğinin gücü ve zafere mutlak inancıdır.. Yüzlerine yansıyan yüreklerinin ve beyinlerinin berraklığı, halka, vatana, yoldaşlara olan sevgileri ve bağlılıklarıdır. Günay, bu netliğiyle kendine hiç bir sınır koymadı. Taşıdığı yük neyse daha fazlasını taşıyabileceğine, "bir", "beş", "on" adım değil, binlerce adım öne çıkabileceğine inanıyordu. Ve inandığı gibi yaptı. En öne atıldı. Savaşın en önündeydi. Onun için aşılama rsa olsun yenilemeyecek düşman yoktu.

Zorluklar, yokluklar, olanaksızlıklar tüm bunlar hayatın gerçeğiydi ve hepsi de aşılabilecek şeylerdi. Böyle baktı yaşama. Çünkü sade düşünüyordu: "Yapılması gereken yapılacaktır." Yapılacak olanı en iyi şekilde yapmak için var gücüyle çabalıyordu.

Günay!
Her koşulda çok yüksek bir morale sahip oldu. Savaşta temel olan neydi? Savaşta temel ve belirleyici olan insandır. Yani yönetici, komutan, kadro, savaşçı, tüm bunlar bir savaşta belirleyendir. Ve ancak yüksek bir moral güce sahip olanlar bu "belirleyiciliği" hayata geçirirler. Günay en olumsuz koşularda bile moralini kaybetmedi. "Ben bilmiyorum, yapabilir miyim?" diye hiç düşünmedi. Yaparım diye baktı. Heyecanlıydı.
Sabırsızlanıyordu. Çünkü hayalleri kocamandı. "Dünyayı fethetme" coşkusuna sahipti. Hayallerinin bir an önce gerçekleşmesi için sabırsızlanıyordu.

Günay!
Emek verendir. Bazen bir çocuğu yetiştirerek, ona öğreterek, bazen de yoldaşlarının eğitimini üstlenerek. Tüm bunları yaparken kapsayıcı olur, yanlış ve eksiklerin bir defada aşılamayacağını bilerek hareket ederdi.
Devrimi, halkı, yoldaşını sever, emeğini esirgemezdi...
Günay! Yoldaşım Günay!
Biliyorsun bir yoldaş düşünce toprağa yürek yanar. Yanan yürekte düşmana öfke birikir ha birikir. Düşmana olan kinimiz bilenir. Hesap sormak temel olur. İşte böyle doluyuz. Hesap sorulacak! Ondan yana tereddütümüz yok. Senin karşında korkaklığın uçurumunda yuvarlanan o katil, şerefsiz, namussuz, yaşamaları bu dünyaya bile leke olan o çakal sürüsü suçlarının hesabını verecekler.

Halk Kurtuluş Savaşçılarını düşünmek bile onları nasıl titretiyor biliyoruz. Kaçamayacaklar adaletimizden...
Onlar halkın adaletine hesap verirken yüzümüzde senin gülüşün olacak. Ve biliriz ki, yüzlerce kez ifade edildiği gibi hesap sormanın en geniş anlamı: DEVRİMDİR!..

Bu sömürücü asalakların, bu zulmeden haydut, terörist düzenin yıkılıp yerine sosyalizmin inşa edilmesiyle, yani devrimle binlerce yıllık hesabımızı sormuş olacağız. Bunun için sen nasıl yaşamını ve canını devrime verdiysen, bizler de senin gibi kendimizi devrime adayacak ve dava adamı olacağız.

Sana söz Günay!
Söz Sana Günay! Söz olsun ki; hayallerini gerçekleştireceğiz. Biliyoruz, gözün arkada kalmayacak. Gözün arkada kalmasın Günay!

Günay! Yoldaşım Günay!
Artık her nefesimizde, atan şah damarımızda sen de olacaksın...
Günay!
Senle adımlayacak, senle tetiği çekecek, senle düşmanı yenecek ve zaferlerde sen gibi güleceğiz...

Günay! Yoldaşım Günay!
Artık ölümsüzler kervanındasın. Ve seninle orada sonsuza dek görüşeceğiz. Orada buluşmak üzere Günay. Son ve bir kez daha: Hayallerini tamamlaya- cağız! Sana layık olacağız!

KENAN GÜNYEL

(*) Bu yazı Yürüyüş dergisi, 2 Ağustos 2015, Sayı: 480
Syf: 28 alınmıştır. O dönem imzasız yayınlanan bu yazı, 7 Kasım 2016 tarihinde Dersim dağlarında İbrahim Erd omutanı olarak şehit düşen Kenan Günyel'e aittir.

0 Reviews