Her Şeyin Başladığı Yerden

Her Şeyin Başladığı Yerden

Devamını Oku »

Kitap Adı: Her Şeyin Başladığı Yerden
Yazar Adı: Ahmet Kulaksız
Yayınevi: Boran Yayınları


Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız


Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız



ÖNSÖZ

Büyük Direniş’i anlatıyoruz. Ahmet Abi büyük direnişi anlatma konusunda belki de en çok sorumluluk üstlenenlerden ve en ağır yükü omuzlayanlardan. Onun yazdıkları ve yazacakları için söylenecek hiçbir şey yok. Kardeşi ömür boyu hapis cezasıyla tutsak olan bir baba iki kızını Büyük Direniş’te şehit veriyor. Hangi duygu ile, bilinçle açıklayacağız bu durumu? Kaçımız kendimizi Ahmet abinin yerine koyarak onu anlamaya çalıştık? Onun yaşadıklarını, yaşadıklarından ne öğrendiğini ne kadar anlamaya çalıştık? Ahmet abi bütün duygusallıktan arınarak anlanabilir. Yoksa ya kopkoyu bir duygusallıkla onu iki kızını kaybeden bir baba olarak görürsünüz ya da inanılmazolağanüstü bir insan olarak görürsünüz, görürüz. Oysa Ahmet abi içimizden biri. Bizden biri. Bizim Ahmet abimiz. Hepimizin Ahmet abisi. Bu nedenle de bu önsözü yazmak zor, çok zor. Okuyacağınız kitapta anlatılan duygular sizce o sayfalara sığabilir mi? Ya da nasıl sığdırılır? Emin olun bu kitapta sayfalarıyla ölçülemeyecek kadar büyük bir duygu zenginliği var. Bu zenginlik insan olma yönümüze ait olan, insana ait tüm güzellikleri bizim temsil etmemizden, devrimciliğimizden gelen zenginliktir. İşte bu zenginlik bugün bizleri harmanlıyor. Ahmet Abi, ben, tutsak Ümit İlter. Hani şu şiir kitaplarını okuduğumuz, öykülerini, masallarını okuduğumuz, şiirlerinden yapılan parçaları dinlediğimiz Ümit İlter. İnsana ait tüm güzelliklerin cisimleştiği arkadaşımız. Devrimci Ümit İlter. Abartmıyorum. Ümit'i tanımadığınız için abarttığımı düşünebilirsiniz ama tanıyın, siz de bana, bize hak vereceksiniz.


Ümit bana çok zor bir görev verdi. Aramızdaki vekalet ilişkisini, avukatmüvekkil ilişkisini tersine çevirerek ve bana verdiği vekaletnameye dayanarak Ahmet abinin kitabına önsözü benim yazmamı istedi.

Ne yazmalıyım? Yazılması gerekenler zaten 2000 – 2007 yılları arasında 122 sayfa yazılmadı mı? Milyonlarca yıllık dünya tarihinde, yüzbinlerce yıllık insanlık tarihinde çok çok küçük bir süre olan bu yedi yılda yaşananları kim nasıl anlatabilir? Ama anlatmak gerekiyor. Bütün eksikliğine, yetersizliğine rağmen anlatmak gerekiyor. Çünkü bu kahramanlığı herkes bilmeli. Hepimize güç veren bu insanları herkes tanımalı. Onlar bu toprakların insanlarıydılar. Bizden, içimizden biriydiler. Öyle de şehit düştüler. Birer, birer yıldız olarak kaydılar. Ve bize onları anlatma sorumluluğunu bırakarak kaydılar. Bu nedenle Ahmet abiyi anlamaya çalışıyorum, anladığımı düşünüyorum. 

Bu ne kadar büyük bir sorumluluk, ağır bir yük. Çünkü hiçbir şeyi eksik bırakmak istemiyorsunuz. Nasıl eksik bırakalım ki? Çatılardan yağan kurşunlara aldırmadan havalandırmaya çıkan erkek tutsakları anlatmamak olur mu? Fırına dönmüş koğuşta yanan arkadaşlarına ulaşmaya çalışan, hem de askerlerin kurşun yağmuru altında çabalayan kadınları anlatmamak mümkün mü? Arkadaşlarının katledileceği operasyonu durdurmak için üzerine benzin döküp havalandırmaya “hadi bana eyvallah” diyerek çıkan Ahmet İbili'yi herkes tanımalı. Sessizce, vakur ama büyük bir bilgelikle ölüme yürüyen Gülsüman ve Şenay anaları anlatacağız. Canan ve Zehra'yı anlatacağız. Onlar bizim yüz akımız. Onlar tüm dünya halklarının yüz akı. Sahip olduklarını kaybetme korkusuyla zalime, zulme arkasını dönenlere, zulme gözlerini kapatanlara doğru yönü gösteriyorlar. 

Tarihi gerçekler yazıyor. Zalimler, zulmedenler, insanları sömürenler, katliamlar yapanlar tarihi kendileri için yazarak anlatmaya çalışıyorlar. Ama gerçeğin üzerini örtemiyorlar. Gerçek bütün yalan perdelerini aralıyor. Tarihi biz yazıyoruz. Ahmet abiler yazıyor. Cananlar Zehralar yazıyor. Gülsüman ve Şenaylar yazıyor. Bunu herkes yarın daha kesin görecek. Tarih hükmünü verecek ve ödenen bütün bedellerin, kayıpların hesabını soracak. Bu kitap büyük hesaplaşmaya bir katkı olarak da okunmalı. Çünkü bu kitap da bize, hepimize bu acıları yaşatanlar da var, toprağa tohum olarak düşenler de.

Çekilen acıların hiçbiri boşa değil. Bu bizim tercihimiz değil. Büyük acılar çekiyoruz, saldıralara uğruyoruz, işkenceler görüyoruz, tutsak düşüyoruz. Katlediliyoruz. Ama mutluyuz. Hatta eminim ki dünyanın en mutlu insanları bizleriz. Eminim ki Ahmet abi mutludur. Eminim ki Ümit mutludur. Belki bu kitabı okurken gözyaşlarınıza hakim olamayacaksınız, hıçkırıklar boğazınızda düğümlenecek.

Bunları yaşayan, yazan biri nasıl mutlu olur diyeceksiniz. Bu çelişki değildir. Burada bir çelişki yoktur.
Çünkü bizler halk için mücadele ediyoruz. Haklının içindeyiz. Her milliyetten ve inançtan halkı kendi sorunlarını kendilerinin çözmesi, sömürülmemesi, zulüm görmemesi için mücadele ediyoruz. Bundan dolayı da cehennem zebanilerinin saldırılarına uğruyoruz. İnsanlıklarını yitirmiş aşağılık uşaklar bizi katletmek için gün sayıyorlar. Ve biz bunu bilerek yeni güne uyanıyoruz.

Ahmet abinin bu kitabı bizlere bir çağrıdır. Mücadele çağrısıdır. Kararlı olma, ısrarlı olma çağrısıdır. Ahmet abi kitabında yazmıyor ama ben ekleyeyim, kendisi tahliye olduktan sonra tekrar Kızıldere'ye gitti. Aslında bu her şeyi anlatıyor. Kızıldere'de Mahir Çayan'ın ve arkadaşlarının katledildiği eve ziyarete gittiği için tutsak edilen Ahmet abi tekrar Kızıldere'ye gitti.

Yukarıda Ahmet abinin ağır bir yük altına girdiğini ve büyük bir sorumluluk taşıdığını söylemiştim. Bence bu Ahmet abinin halk sevgisinin, vatan sevgisinin bir sonucu da. O büyük yüreğindeki sevgiyle yazıyor. Aslında sevgisini anlatıyor bizlere.

Ahmet abi kitabında bir çok konuda ve yerde kararı okuyucuya bırakmış. Ne kadar büyük bir özgüven. Ve ne kadar mütevazi. Okuduklarınız canınızı acıtabilir. Acıtsın. Canımız acısın ki harekete geçelim. Başkalarının canlarının yanmaması için ayağa kalkalım. Ahmet abi elinden geleni yapıyor. Yapacak ta. Çünkü o bir insan. Tarihe, milyarlarca insana karşı sorumuluğunu yerine getiriyor. Ezilen, sömürülen, açlıktan ölen insanlar için mücadele ediyor. 

Ahmet abi bizi omuz başına çağırıyor. Onun çağrısını karşılıksız bırakmayalım. 

Ahmet abinin ellerinden sevgiyle, saygıyla öpüyorum.

Ümit İLTER adına Av. Behiç AŞCI

0 Reviews