Devamını Oku »
Kitap Adı: Özgürlük ve Zorunluluk
Derleyen: Ercan Kartal
Yayınevi: Boran Yayınevi
Derleyen: Ercan Kartal
Yayınevi: Boran Yayınevi
ÖNSÖZ
Lenin, ilerlemenin kimi zaman herhangi olumlu kazanımların elde edilmesinde değil, zararlı hayallerden kurtulmakta yattığını söyler. Bugün egemen iktidar, özgürlük kavramı hakkında hiç olmadığı kadar sahte hayaller üretmektedir. İnsanlığa aykırı olabilecek her şey özgürlük adına savunulmakta, özgürlük adına yapılmaktadır. İşgal, istila, ambargo, doğanın tahribatı hep özgürlük adına yapıldı. Özgürlük adına, insan doğadan, toplumdan, tarihten soyutlandı. Özgürlük uğruna sahte hayaller, umutlar pazarlanmakta. Kuşkusuz söylemlerin tümü yalan değildir. Özgürlük adına yapılmakta savaşlar, özgürlük adına gerçekler ters yüz ediliyor, özgürlük adına açık denizler, göç etmek zorunda bırakılan halklara mezar oluyor, özgürlük adına şekere bulanmış mermilerle uyuşuyor beyinler, özgürlük adına zehirleniyor topraklar. Bu özgürlük Aylan bebeklerin bombalar altında mı, deniz dalgaları içinde kıyıya vuralarak mı öleceğine karar veriyor. Kimin özgürlüğüdür bu. Emperyalist Kapitalist sistemin dayattığı özgürlüktür bu. Özgürlüğün, sınırını, biçimini, içeriğini, yönünü, şeklini, bundan kimin nasıl yararlanacağını onlar belirliyor ve bunları süslü hayaler biçiminde dağıtıyorlar. Özel mülkiyeti ve sahiplerini, onların çıkarlarını gizleyen ve koruyan özgürlük, halklara tutsaklığı armağan ediyor. Hayalleri, umutları, düşünceleri ve yaşamı ile tutsak alınmış insanlık sayesinde egemenler özgürlüğü yaşıyor.
O halde özgürlüğün birinci şartı, kapitalist sistemin poh pohladığı özgürlük hayallerini yıkmaktan geçiyor. Kapitalist sistemin hayalleri yıkıp yerine halkın özgürlüğünü kazanmaya ve genişletmeye hizmet eden, insanlığı ve geleceği insanca inşa eden özgürlüğün hayallerini koyabiliriz. Evet hayaller kurmak gerekir. “Eğer düş gören kişi, düşüne inanıyorsa, hayatı dikkatle izliyor, gözlemleriyle hayallerini karşılaştırıyor ve genel olarak fantezisinin gerçekleşmesi için sorumluluk duygusuyla çalışıyorsa, düş ile gerçeklik arasındaki ayrılık zamanı değildir. Düş ile gerçeklik arasında herhangi bir kesişme noktası varsa, her şey yolundadır.” diyor Pissarev, Ham Düşüncenin Başarısızlıklarında. Gerçekliğine hizmet eden hayaller itici güç olurlar her zaman. Tıpkı Che’nin “Gerçekçi ol imkansızı iste” sözündeki çağrısı gibi. İnsanlığı ileriye sıçratan keşifler ya da tarihsel olaylar daha iyisinin mümkün olabileceğine dair hayallerin ürünüdür. Özgürlüğü sınırlayan zorunlu koşulları önce hayallerle aşarız. Sonra özgürlüğün önündeki engelleri, halkın kardeşçe yaşayıp, açlığı yok ettiği, maddi ve manevi zenginliği halkın tüm kesimi için yarattığı bir toplumun mücadelesini omuzlamaya başlarız. Özgürlüğün ikinci şartı, kafalarımızda yaratmaya çalıştıkları sınırları yıkmak, koşullarımız insani değilse, onları insani duruma getirebileceğimize inanmaktır.
Özgürlük sabit, durağan, ulaşılması gereken bir olgu değildir. Özgürlük sürekli kazanılan, geliştirilen, yaratılan bir olgudur. Tarihsel olarak ilerler, toplumsal olarak yaratılır ve korunur. Ve özgürlüğü ancak yaşadığımız koşulların, kendi içinde her zaman farklı seçenekler bulunduran zorunluluğun bilinci ve davranışı yaratılabilir. Çünkü özgürlük, üretim gibi insanidir. Hayvan, belli dış etkiler karşısında her zaman sayılabilecek birkaç tepkiden birini gösterir. İnsan ise belli etkiler karşısındaki tepkileri, bilme, araştırma, anlama ve değiştirebileceğini fark etme özelliğine dayanır. İnsan seçeneklerini ve zorunluluğu kavradığında zorlukları, engelleri, bedelleri bilerek seçimde bulunur. Özgürlük için mücadele eder, savaşır, her bedeli göze alır. Zaten bugün sahip olduğumuz hak ve özgürlükler her şeyi göze alanların mücadelesi sayesinde değil midir? Bilimde, felsefede, maddi hayatta sahip olduğumuz her şeyin bedeli misli ile ödenmiştir, direnen halklarca. Bize düşen bu mirası sahiplenmek ve ileriye taşımaktır. Özgürlüğü kazanmak için savaşmaktır.
Boran Yayıncılık
0 Reviews