Sınıf Kini Tarihe Yön Veren Tarihi Yöneten Öfkedir

Sınıf Kini Tarihe Yön Veren Tarihi Yöneten Öfkedir

Devamını Oku »

Kitap Adı: Sınıf Kini Tarihe Yön Veren Tarihi Yöneten Öfkedir
Yazar Adı: ERDAL GÖKOĞLU
Yayınevi: Boran Yayınları
Basım Tarihi: 

Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız

Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız


Önsöz

Yeni bir kitabımızla daha karşınızdayız: Sınıf Kini.

Hacmi küçük ama kapsamı büyük bir kitap. Tarihler boyunca yaşadığımız acıların sebebi ve sorumlularına duyduğumuz öfkedir, hesap sorma isteğidir sınıf kini. Ve bir muhasebedir, yani alacak-verecek işi...

Topladık, çıkardık; alacağımız ve sorulacak hesabımız o kadar çok ki!

İşte, bu tarihsel hesaplaşmada kılavuzumuz, yol gösteren pusulamızdır sınıf kini; kimin öleceğine, kimin yaşayacağına biz karar vereceğiz!

Çünkü;

Emperyalizm tüm dünya halklarına azgınca saldırıyor. İşbirliğini kabul etmeyen, boyun eğmeyen ülkeleri işgal ediyor, yağmalıyor. Yoksul halkları milyon milyon katlediyor.

Ülkemiz emperyalizme göbekten bağımlı, faşizm ile yönetilen, yeni sömürge bir ülkedir.

Denizleri, dağları, ovaları, ırmaklarıyla, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle halkımızı rahatlıkla doyurabilecekken; açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkum edilmiştir. Halkımız emperyalist sömürü altında inim inim inlemektedir.

Maraş’ı, Çorum’u, ‘77 Mayıs’ını, Amerikancı faşist cuntayı, Sivas’ı, Gazi’yi, Buca-Ümraniye-Ulucanlar’ı; 19-22 Aralık’ta diri diri yakılanları;

Emperyalizmin “ya düşünce değişikliği ya ölüm” dayatmalarına karşı, 7 yıl boyunca tecrit hücrelerinde direnen, 122 kez ölümsüzleşen kahramanlarımızı;

Silopi’de, bir hafta boyunca cenazesi yol ortasında bırakılan Taybet Ana’yı;

Başlarına bombalar yağan Roboskili çocukları;

MİT’in gizli işkencehanelerinde 6 ay boyunca, aralıksız işkence yapılan ve bedenine 898 yara açılan devrimci Ayten Öztürk’ü;

Adalet için direnen ve dünya halklarını birleştiren Koçak Mustafa’yı, Halkın Avukatı Ebru Timtik’i, yedi notanın komutanı Helin Bölek ve yıldızlı yürek İbrahim Gökçek’i unutabilir miyiz?

İşte, tüm bunlara karşı duyulan nefretin ve öfkenin adıdır sınıf kini. Halklarımıza yaşatılan acıların hesabını sorma isteğidir.

Yani hafızamız, tarih bilgimizdir; unutmamak ve unutturmamaktır sınıf kini.

Güçlü bir halk sevgisi olmadan, gerçek bir sınıf kinine de sahip olunamaz.

Çünkü halkını sevmeyen, halka karşı işlenen suçlara karşı kin duymaz, halk düşmanlarına öfke beslemez.

Bir başka ifadeyle; halk ve vatan sevgimizin büyüklüğü sınıf kinimizin, öç almak isteğimizin büyüklüğü kadardır. ÖFKEMİZ DE EN AZ SEVGİMİZ KADAR BÜYÜK OLACAK.

Sevgi, kin, öfke, sevinç, özlem, acıma, vicdan, merhamet gibi duyguları devrimciler, dolu dolu yaşarlar. Çünkü, duygular bizim bu düzene karşı savaşmamızı sağlar.

Kin ve sevgi, devrimciliğin temel taşlarıdır. Bu duygular birbirinin zıddı olduğu kadar birbirinin tamamlayanıdır aynı zamanda. Biri olmadan diğeri eksik kalır.

Halkımıza ve vatanımıza duyduğumuz sevgiyi, şehitlerimize, tutsaklarımıza, yoldaşlarımıza duyduğumuz sevgiyi; kin ve öfkeyle büyütüyoruz.

Bu kinle, vatanımızı satanlardan, halkımızın emeğini çalarak aç bırakanlardan, yozlaştıranlardan, en sevdiklerimizi elimizden alanlardan, vatan haini halk düşmanlarından hesap soracağız.

Emperyalizmden, işbirlikçisi oligarşiden ve onun temsilcisi AKP faşizminden nefret etmek, kin duymak ve hesap sormak için o kadar çok nedenimiz var ki!

İşte bir örnek: Aydın’ın Söke ilçesinin Çavdar Mahallesinde 6 tane maden ocağı açılmış. Madenlerin çıkarılması ve işlenmesi sırasında çevreye neredeyse 24 saat boyunca toz yayılmaktadır. İşlemler sırasında kullanılan kimyasalların verdiği zararlar ise çoğu zaman ilk bakışta hiç görünmemektedir... Bölgede yaşayan halk: “Doğa harikası dağlarımız, 8 bin yıllık kaya resimlerimiz, doğamız tahrip ediliyor. HASTALIKLAR ARTTI, ÖLÜYORUZ...” diyerek tepki gösteriyor.

Maden şirketinin buna cevabı ise MORGLU CENAZE YIKAMA ARACI göndermek oluyor...

Fıkra gibi ama gerçek!

Gerçek; İki sınıfın iradesinin karşı karşıya geldiği bir alanda burjuvazinin kendini, kendi sınıf çıkarını pervasızca dayatmasıdır.

Burjuvaların halka bakış açısı budur. Onların nezdinde halkın böcek kadar değeri yoktur. Onlara göre halk; ihtiyaç halinde kullanılacak canlı alettir!

Onların kazanması, onların yaşaması için bizim ölmemiz gerekir...

İşte, sınıf kini bu gerçeği bilip gereğini yapmaktır.

Gerçek ve gereklilik; bu burjuvaların emekçi halklarımızın kanını emen bir asalak olduğu; bu asalaktan sonsuza dek kurtulmak gerektiğidir.

Ve son söz:

YAŞAMAK İSTİYORSAK ONLAR ÖLMELİDİR. İKİ SINIF, İKİ İRADE BİR ARADA OLMAZ; YA BURJUVAZİ YA BİZ!

ÖLMEMEK İÇİN ÖLDÜRMEYİ ÖĞRENECEĞİZ; KİMİN YAŞAYACAĞINA BİZ KARAR VERECEĞİZ...

İyi okumalar...





0 Reviews