Devamını Oku »
Kitap Adı: Halkın Hukuk Bürosu #Benim Avukatım
Yazar Adı:
Yayınevi: Boran
Yayınevi
Basım
Tarihi: Mart 2024
Kitabını
İndirmek İçin
Tıklayınız
Halkın
Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız
Bir Çağrı
ve Halkın Sahiplenmesi
Selçuk
Kozağaçlı:
#BenimAvukatım
diyerek Sesinizi Yükseltmenizi İstiyoruz
Bundan tam
11 yıl önce bugün; 18 Ocak 2013’de, evlerimiz, bürolarımız, derneklerimiz
basıldı ve gözaltına alındık. Ben ancak dört gün sonra yurtdışından
dönebildiğim için, kendimi sadece uçağın kapısıyla adliyenin kapısı arasında
kısaca dövdürebildim ama diğer arkadaşlarım o günler boyunca saldırıya tacize,
hakarete ve işkenceye maruz kaldılar. Sevgili Ebru’muzun yıllar sonra bu
haksızlığa direnirken öldürüleceğini, Özgür’ün, Süleyman’ın, Şükriye’nin,
Naciye’nin, yıllarca çocuklarına sarılamayacaklarını ve yaşayacağımız başka
birçok kaybı ve acıyı henüz bilmiyorduk; yıllar içinde öğrendik.
Hakkımızda
dava açıldı hatta karar verildi; şimdi temyiz mahkemesinde inceleniyor.
Bizi
gözaltına alıp tutuklayan, fezlekeyi, iddianameyi hazırlayan, yalancı tanıkları
ve sahte belgeleri ayarlayan o zavallılara söylenecek pek bir şey kalmadı.
Allah belâlarını vermiş görünüyor zaten. Bizim hakkımızda bir karar
kesinleştirmeye ömürleri yetmeden, kendileri azılı terörist ilan edildiler, mesleklerinden
atıldılar, hepsi firarda veya hapiste şimdi. Belki hatırlatıcı olur diye,
onlara da arkadaşları tarafından işkence yapıldığını ve adaletsiz
davranıldığını not edelim.
Karganın açtığı
davayı kılavuz kabul edip ısrarla bugüne, temyiz incelemesine kadar taşıyan arkadaşları
içinse bir şey söylemek henüz erken olur. Kaçının emeklilik itibarı yaşayabileceğini
birlikte göreceğiz zamanla. Şimdilik hatırda tutulması gereken kadim bir bilgelik
sadece: “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.”
Arkadaş
meselesi önemli.
Mesela ben
dava arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Direndiler ve on bir yılın hayatlarından çalınmasına
izin vermediler. Şiirler, romanlar, senaryolar ürettiler, inceleme kitapları yayınladılar,
beste yaptılar, dil öğrendiler, açlık grevi yaptılar, dava takip ettiler; içerde
ve dışarda mücadeleyi sürdürdüler.
Gerektiğinde
ölümü göze alabilmiş olmalarına bakarak, bu adaletsizlikten etkilenmediklerini düşünmeyin.
Kendilerine yapılana itiraz ettiler ama sızlanmadılar; öfkelendiler ama yeise kapılmadılar;
endişelendiler ama telaşlanmadılar. Özgürlükleri, meslekleri hatta yaşamları tehdit
altındayken bile teslim olmadılar: Yenilmedik biz.
Yargıtay -ünlü-
Üçüncü Ceza Dairesi’nden bu aralar karar bekliyoruz. Ne çıkar bilmiyorum ama gelin
“dava” klasörleri için “... şahıs, iltisak, talimat, terör, sözde...” klişeleriyle
kurgulanmış kötü metinleri bir kenara bırakıp ne yaptığımızı tek paragrafta anlatayım
size, kendiniz karar verin.
Bütün ezilenlerin;
iş cinayetlerinde katledilip açlığa mahkûm edilen işçi sınıfının; mahallelerde kentsel
dönüşümle uyuşturucu torbacıları arasında kıstırılmış kent yoksullarının; kimlikleri
reddedilmiş Kürt ve Alevilerin; “Dur dedik durmadı” diye sokaklarda kurşunlanan
göçmenlerin; istismar edilen çocukların, kadınların; doğaları talan edilen, madene,
santrale, genetiği dönüştürülmüş tohuma boğdurulan köylülerin
gönüllü avukatlığını üstlendik.
Belki bu
kadarı suç olmazdı ama biz ısrarla yaptık; nasıl yapılacağını öğrettik,
örgütledik, tavizsiz, tatilsiz, ücretsiz, bütün benliğimizle yaptık. Haydi bu
bile suç olmayabilirdi ama biz iyi avukatız, bütün bunları da zulmedenlerin
canını çok sıkacak kadar iyi yaptık.
Yaşamımızın
anlamı halkı faşizme ezdirmemekti, geride kalan yaşamımızın da anlamı budur.
Bunlar hem katlimize hem de tutsaklığımıza yeterli gerekçe sayıldı.
Temyiz
mahkemesi belki bu on bir yıllık orta oyununu bozar, belki biraz daha bekler,
belki de onar.
Çok önemli
değil.
O önemli
değil ama şimdi önemsediğimiz başka bir şey var. Bu yıldönümünde,
yaşamlarımızın doğru anlaşıldığını, uğruna bedel ödemeyi göze aldığımız her
şeyin ne kadar kıymetli olduğunu, halkın sadece avukatları değil kardeşleri,
çocukları olduğumuzu dosta düşmana bir kere daha hatırlatmaya ihtiyaç
duyuyoruz.
Bugün,
sesimizin ulaşabildiği her yerden, bir kere daha “#BenimAvukatım” diyerek bizi işaretlemenizi,
mücadelemizi görünür kılmak için sesinizi yükseltmenizi istiyoruz.
Biz sizin
avukatınız olmaktan gurur duyuyoruz.
Siz de
bizi tanıdığınızı söyleyin bugün; birbirimizin sesini duyalım, birbirimizi
sahiplenelim, gerisini bize bırakın. Bize güvenin; sonuç ne olursa olsun,
hiçbir hükümle, bizi asla teslim alamazlar.
Herkesi
sevgiyle kucaklıyorum. Biz kazanacağız!
Av. Selçuk
Kozağaçlı
0 Reviews