Önsöz
Bir elimizde; Neredeyse 50 yıla yaklaşan çok onurlu,
binlerce deneyimle dolu, kanla yazılmış bir tarih... 50 yıla yakındır onca
fırtınaya, borana, kuşatmalara rağmen oturduğu Marksist Leninist sandalyeden
hiç kalkmamış bir örgüt... Her biri yaşamıyla, eksikleri, yanlışları, zaafları,
olumlulukları, güzellikleri ile destan olan 691 şehit...
50 yıla yakın tarihin neredeyse her anında yürüttüğü
ısrarlı, kararlı, inançlı mücadelenin bir bedeli olarak her koşulda savaştığının
ve direndiğinin bir ispatı olarak özgür yaşamanın ve direnişin simgesi özgür
tutsak...
Bir elimizde de; 150 yılı aşkın sosyalizmin dünya üzerinde yarattığı
deneyimler... Dünyadaki ulusal, sosyal tüm kurtuluş mücadelelerinin yarattığı
değerler... 150 yılı aşkın süredir dünyayı sadece yorumlamayıp onu değiştirmek için
yola çıkmış bir ideoloji ve felsefe...
Ama bizim yoldaşlarımız hala yönetmekte zorlanıyor... Oysa
sosyalizmin gücü sorun çözme yeteneğindedir. Devrimciliğin ilkeleri kuralları
Bizim gücümüz; dünyanın tüm alt-üst oluşlarına, düşmanımızın
bütün ideolojik, politik, siyasi, askeri saldırılarına rağmen; fiziksel imha
pahasına Marksizm Leninizm biliminin yasalarından milim sapmamamızdan geliyor.
Bizim gücümüz; dünyaya ve insana ait ne varsa, doğru tahlil
etmemizden geliyor. Gücümüz; isabetli politika üretmemizden, ısrarla zaferler
kazanmamızdan, esnek ama Marksizm Leninizm ilkelerinden taviz vermememizden geliyor.
Gücümüz; kendimizi koşullara göre sürekli yenileyebilmemizden, tarihin ve bilimin
yasalarına ve kurallarına uymamızdan, tereddüt etmememizden geliyor.
Bu dünyanın hayranlıkla izlediği gücümüze rağmen,
eksiklerimiz var. Marksizm Leninizm’in ustalarının öğrettiklerini, sosyalizmin
ve Leninizm’in bütün ilkelerini yeterince uygulayamıyoruz. Anadolu
topraklarının kendi özgünlükleriyle, kendi gelenekleri ve tarihiyle birleştiren
örgütümüz var. Buna karşın Anadolu'nun her karışını kadrolarımızla,
komitelerimizle, silahlı ekiplerimizle donatır bir düzeye getirmiş değiliz.
Yoldaşlarımızın yönetme anlayışının eksikliğinden, yönetmeyi kavrayış tarzından
kaynaklanıyor. Bu tarzı değiştirmek, bu anlayışı eğitmek zorundayız.
Bizi dimdik ayakta tutan en temel iki dayanağımız var; Leninizm’in
ilkelerine sıkı sıkıya bağlılığımız.
Anti-Emperyalist karakterimizdir.
Düşmanı çaresiz bırakan doruk nokta:
1-İdeolojik bağımsızlığımız
2-İdeolojik netliğimiz
3-İdeolojik kararlılığımız
İlkeler pusula kurallar dürbündür
İdeolojik ve siyasi olarak ayaklarımız hep kendi
topraklarımıza bastığı için ideolojik bağımsızlığımızı hiç kaybetmedik.
Emperyalizmle halklar arası çelişkinin baş çelişki olduğunu
asla unutmadık. Emperyalizme karşı tavrımızı, ideolojik kararlılığımızı hep
koruduk.
“Tek Yol Devrim, Tek Çözüm Sosyalizm" diyerek istikrarla
yürümekten hiç vazgeçmedik. Yöneticilerimiz, kadrolarımız, her düzeyde, her
alanda faaliyet yürüten tüm yoldaşlarımız aklına ve kalbine yazmalıdır;
örgütümüzün ideolojik, politik, kültürel, askeri tüm faaliyetleri;
İlkelerimizi VE Kurallarımızı uygulayarak hayata geçirilebilir.
Yöneticilerimiz kendi yaşamını ve halkımızı böyle yönetebilir...
SONUÇ:
Alacağımız kararları, örgütümüzün kararlarıyla uyumlu hale
getireceğiz. Tam olarak birebir aynı olmasa bile, büyük oranda uyumlu hale
getireceğiz. Nasıl? Örgütümüzün bakış açısıyla, bizim bakış açımız arasındaki farklılığı
çoğaltan, farkın büyüklüğünü arttıran nedir?
Bu fark, kişisel ölçülerimizdir. Kişisel ölçü idealizmdir, düzen
ideolojisidir. Oysa bilgi toplumsaldır Yani tarihsel VE Siyasaldır. Düşünce
biçimimiz bir sınıfın damgasını taşır. Ezilen yoksul halkın, en yoksulların
düşünce yapısıyla, milyonlarca insanı sömüren burjuvazinin düşünce yapısı
farklıdır.
Ara bir sınıf olan küçük-burjuvazinin düşünce yapısı farklıdır.
Her toplumsal sınıf, siyasal-toplumsal gelişmeleri kendi sınıfının çıkarına
göre değerlendirir. Ezilen halklar için doğru olan şey, Burjuvazi için ölümdür.
Bu devrimciliğin ilkeleri kuralları nedenle her toplumsal sınıf bilgiyi kendi
çıkarı doğrultusunda kullanır.
Bu ne demektir? Eğer biz bağımsızlık savaşımızı doğru yönetmek
istiyorsak, bu hareketin tüm politikalarını her defasında en yüksek haliyle
hayata geçirmek istiyorsak, elimizin değdiği her insanı devrime kazanmak, tüm
insanlarımızı kadrolaştırmak, kadrolarımızı ustalaştırıp, kurmaylaştırmak
istiyorsak o halde biz düşünce tarzımızı dünyanın-savaşın yasalarına uyumlu
hale getirmek zorundayız.
İşte bu yasalar Marksizm Leninizm’in yasalarıdır,
ilkeleridir.
Bu yasalar anti-emperyalizmin ilkeleridir.
Sosyalizmin, cephenin, savaşın yasaları ve ilkeleri ve daha
onlarca alanda ilkeler ve kurallar bizimle örgütümüzün düşünceleri ve kararları
arasındaki uyumu arttıracaktır.
Ve böylece her koşulda doğru yaşayan, savaşan, eğiten, yöneten
kadrolar ortaya çıkacaktır.
Bunun için ilkelerimizle düşünmek, kurallarımızla yaşamak zorundayız.
Bunu inanarak bir yaşam ve düşünce biçimi haline getirdiğimizde ne
emperyalizmin politikaları, ne dışımızdaki uzlaşmacı, tasfiyeci solun
saldırıları, ne halkımızın örgütsüzlüğü bizim belimizi bükemez, bizi
bunalımlara sürükleyemez. Dünyanın en şanslı insanlarıdır Parti-Cepheliler. Çünkü
onların, önlerine çıkan her soruna karşı, her soruya cevap niteliğinde ilkeleri
ve kuralları vardır. Reçeteler değil.
Bunlar;
Yöntemlerdi, Araçlardır, Hedeflerdir...
İlkeler pusula kurallar dürbündür
Politikada işte bunlarla sonuç alacağız. İlke ve
kurallarımızla sonuç alacağız ve politika yapacağız. Her yoldaşımız günlük
pratik içinde onlarca sorunla karşı karşıya geliyor. Her olay zaman, mekân ve
koşul farklılıkları nedeniyle kendine has özgünlükler taşıyacak. Her olaya özgü
ilke ve kurallar belirleyebilmeli, bunu bir çalışma tarzı haline getirmeliyiz.
Burada ölçü Marksizm Leninizm ilke ve kurallarıdır. Ölçü, Cephe'nin ilkeleri,
anti-emperyalist karakterimizdir. Amacımız sorun çözmektir... Sorunu
Halk için, Cephe için, devrim için çözmektir.
Amacımız, önümüze çıkan her süreci devrim lehine
çevirebilmektir.
Amacımız, halkı örgütlemek, kadrolaşmak, silahlı savaşı
yükseltmektir. Bunun için ilke ve kurallar bizim kar makinamızdır, buzkıranlarımızdır.
Onlar yolumuzu açacak, bizi devrime taşıyacaktır. Devrimcinin, yöneticinin her
günü, her anı sorunlara çözüm bulmak için harcayacağı emekle geçecektir. Bu
emeği verimli hale getirmek, sistematize etmek, hedefe yöneltebilmek için her
olayın özgünlüğünü kavramalıyız. Ve ilkeli ve kurallı olmalıyız. İlke ve kural
emek üretkenliğini yönetmemizi sağlayacaktır.
Düşüncelerimizi ml ilkeler düzene sokacaktır.
Kişiselleştirmeyi ortadan kaldıracaktır. Başta aldığımız karara kendimiz uymalıyız.
Her hafta üç soruna üç ilke-üç kural belirleyeceğimize dair karar alabiliriz.
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi
Kütüphanesi İçin Tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder