
Yazar Adı: Seval Yaprak
ÖNSÖZ
“Bugün Yazarsın, Yarın Yaratırsın, Sonra da
Kendin Şiir Olursun”
“Sen benden önce şehit düşersen seni yazacak,
anlatacağım abla” demiştin bir gün attığımız voltaların birinde.
Öyle çok anı geliyor ki aklıma seninle
paylaştıklarımız...
Hepsi öyle doğal, güzel, öyle yaşanılası ve
yaşatılası ki... Çok gülüyorduk. Ağız dolusu, huzurlu gülüşler eksik olmazdı
sohbetimizde, voltalarımızda... Bakırköy Hapishanesinde ve dışarıda hayatı
birlikte örüyorduk, birbirimize bir şeyler katıyorduk, katıyoruz.
Şafak’ın şehitliğinden sonra şiir yazdın mı
sorularına karşılık şiir-yazı yazmayı da bıraktım, kalemi de bıraktım demiştim,
gerçekten de bırakmıştım. Sense bana kızardın, bakışın gözlerimin önünde şu an.
Neden yazmıyorsun, yaz diyordun. Hasan Ferit Gedik’e yazdığın Dedeme Mektup
şiiri gibi yaz diyordun.
Bense “Şiir yazmak mevzu değil, şiir gibi
yaşamak ve şiiri yaratmak” dediğimde cevabın öğretici ve yol göstericiydi:
“BUGÜN YAZARSIN, YARIN YARATIRSIN SONRA DA KENDİN ŞİİR OLURSUN.”
Çok kişi kavga yoluna girer çıkar, sonuna
kadar götüren olur, yarı yolda bırakan... Kimileri olur ki, yoldaş nedir dedin
mi,? Akla o gelir. İşte sen de bunlardan biriydin Çiğdem. Yoldaş sıcaklığın,
samimiyetin, gözlerinin ışıltısı, harekete ve yoldaşlarına bağlılığın, kendini
aşma çaban... Yoldaşlığın tüm güzelliğindeydi ömrün. Hızlı, canlı, heyecanlı,
bazen panik, emekçi, militan, hep halay başı... Hep türkü güzelliğinde...
1 Mayıs komitesindeydik seninle. Çok güzel
geçecek deyip heyecanını bize de yaymıştın. Ve görselliğiyle, militanlığıyla
gerçekten çok güzel geçmişti. Kırmızı tişörtler yaptırmıştık, Berkin ve Mehmet
Akif’in resimlerinin olduğu. Sonra Berkin eldivenleri, Berkin sapanları... İnce
ayrıntıları da düşünerek, özenerek hazırlanmıştık. Emeğin çoktu o 1 Mayıs’ta.
Yeni fikirlere açıktın, “hemen yapalım çok güzel olur” derdin. Güvenirdin,
güvendiğini hissettirirdin.
Seninle ortak yanlarımızdan birisi
duygusallığımızda Şehidimiz oldu mu, gözlerimizi birbirimizden kaçırırdık.
Çünkü kesin ikimiz de ağlamış olurduk. Ağlamaya vakit yok gülüm, demiş ya şair,
ya da ağlamayı yapacak bir şeyleri olmayanlara bırakmak... Böyle sözleri derdik
demesine ama gözlerimizden Süzülenlere de engel olamazdık o zamanlar. Biz
sevgimizi ağlamakla değil hesap sormayla somutlarız. Bunu ikimiz de bildiğimiz için göz göze
gelmezdik. Senin şehitliğini öğrendiğimde gözlerim isimlerinize odaklanmıştı.
Berna ve Çiğdem... İki ateş topu düştü yüreğime o an. Ve seninle yaptığımız son
sohbetlerden birisi. Okmeydanı Anadolu Kahvesi Durağında polis bir yoldaşımızı
sürükleyerek kaçırmıştı. Sen o an yolun karşı tarafındaymışsın. Görünce
Okmeydanı’na doğru koşmuşsun. “Nasıl hızlı koştum abla, görmeliydin” diye
anlatıyorsun heyecanlı heyecanlı. Bense şaşırmış ve niye diye sormuştum. Çünkü
sen yoldaşın gözaltına alınırken kaçacak kişi değilsin. Düşmanın üstüne
atılırdın.
“BuSefer beni yakalayamayacaklar, artık tutuklanmayacağım. Bu sefer ben onlara gideceğim” demiştin ama bu kadar hızlı olacağını bilemezdim...
“BuSefer beni yakalayamayacaklar, artık tutuklanmayacağım. Bu sefer ben onlara gideceğim” demiştin ama bu kadar hızlı olacağını bilemezdim...
Oysa iki adım yaşama, bir adım ölüme yakın
olduğumuz zamanlardayız. Yanı başımızda öyle sakin hazırlanmıştın ki eylemine.
Hiçbirimiz anlamamıştık. Sadeliğin hep üzerindeydi yine. Bazen üzerimizdeki
tebessümlü ve içten bakışlarını yakalardım. Derin derin bakardın. Umut yayan o
bakışlarının aslında sessiz bir vedalaşma olduğunu sonradan anladım.
Sen bir sıra neferiydin Çido... Eylemin hiç
kimseyi şaşırtmadı. Çünkü bizim Çido yapardı. Gözü kara, yüreği tertemiz,
hesapsız, çıkarsız... Şimdi emin ol ki adımladığımız kavga yolunda kalbimizin
atışlarına karıştı kalp atışların. Kavganın rüzgârı Çiğdemce kokuyor nicedir.
Ve sarmalıyor senin gibi hesapsız çıkarsız yürekleri. Büyütüyor da.
Cephelilerin ömürleri kavganın namlusuna sürülmüş bir mermidir. Ve siz hedefini
bulan hesap soran bir mermi oldunuz.
Her hayat bir romandır ve her insan kendi
romanının kahramanıdır, diye düşünürüm hep. Siz okunması gereken en güzel ve
öğretici kitaplardansınız.
Biz kendi satırlarımızı yazmaya, romanımızı
tamamlamaya devam ediyoruz. Emin olun ki son satırımız sizin satırınız olacak.
VE ZAFER...
Yüreğiyle, beyniyle gerçekten Cepheli olan
herkes kendi zaferini yaratacak. Ve Cephelilerin kazandığı her bir zafer
devrimin tuğlası olacak.
Seval YAPRAK
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi
Kütüphanesi İçin Tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder