Giriş
Anadolu topraklarında bin yıllardır dönüyor sömürü ve zulmün
çarkı. Çark döndükçe, iliklerine dek sömürülen, emekçilerin alınteridir. Çark›
dön- düren yoksulluk, açlık, sürgünler, savaşlar, katliamlardır. Binyıllardır, yüz- binlerce
emekçinin kırıldığı devlet çarkı değişmeden döner durur.
Değişen tek şey vardır, yöneticiler. Yani egemenler... Yani
yöneten ve zulmedenler... Yani sömürücüler.
Kan ve gözyaşına boğulan Anadolu topraklarında sömüren ve
zulmedenler, Selçukludan Osmanlı’ya,
beyler, ağalar, paşalar sultası olmuş, Türkiye Cumhuriyeti’ne
gelindiğinde ise Osmanlı mirası devralmış, sömürü ve zulüm devam ettirilmiştir.
Yöneten despotlar padişahlar da olsa, generaller ya da emperyalizm ve egemen
güçlerin ortak iktidar› olan oligarşik bir yönetim de olsa, değişmeyen bir tek
şey vardır... İktidarını korumak, devlet çarkını döndürmek için halkı
sindirmek, sömürmek, katletmek, zulmetmek.
Bu zulme, sömürüye rağmen susmamış, boyun eğmemiştir Anadolu
halkları. Sömürü ve zulme karşı bazen sesli, bazen sessiz, bazen açık, bazen
gizli hep direniş içerisinde olmuş, insanca yaşam savaşı vermiştir. Öyle ki,
Anadolu topraklar› halkın kanıyla sulanmış ve tarih neredeyse halklarımızın
kanıyla yoğrulmuş bir tarih haline gelmiştir. Bu tarih bir isyanlar tarihidir
ve bizimdir.
En güzel, en parlak sayfalarına alıp, saklı› tutan tarihin
sayfalarını açacağız birer birer. Açmalıyız ki, hemen her dönem kanla
bastırılmasına rağmen bitmeyen, kuşaktan kuşağa günümüze kadar akıp gelen,
ilmek ilmek, sabırla, özveriyle, kan ve terle, emekle, şehitlerle yazılan
tarihimizin gürül gürül ve dalgalı bir akış olduğunu görelim. Açmalıyız ki,
yıllardır bu coşkun akışın tam karşısında, zalimlerin, sömüren ve zulmedenlerin
çaresizce nasıl setler oluşturmaya çalıştığını görelim. Baba İshaklarla,
Bedrettinlerle, Pir Sultanlarla yazılan isyanlar tarihinde akışı sağlayan
savaşçıların cesetleri yığılsa da üst üste, gürül gürül akan bu suyu kana da
bulasalar, durmaz, durdurulamaz bir seldir...
1970’lerde yatağını bulan bir devrim seli.
Türkiye devriminin bu büyük akışının adı Parti-Cephe’dir. Ve
Türkiye devriminin akışı 30 yıldır,
Parti-Cephe’nin açtığı kanalda sürmektedir.
Evet, kökleri derinlerdedir tarihimizin. “Dönen dönsün ben
dönmezem yolumdan” diyen Pir
Sultanlar; yenilirken dahi “Sonuna kadar savaşacağız” diyen
“Hakikat Savaşçıları” Börklüceler;
“Ok yaydan, kılıç kından çıkmalı yeri gelince. Tuzlu terden,
kızıl kandan akmalı yeri gelince” diye seslenen Baba İshaklar; “Zulüm varsa
isyan da vardır” diyen Seyit Rızalardadır köklerimiz. Bu kökler THKP-C’de ve Devrimci
Sol’da dal budak sarmış, serpilmiş ve Anadolu halklarının umudu DHKP-C’de
filizlenmiş, boy vermiştir. “Yârin yanağından gayrı, her yerde, her şeyde hep
beraber” diyebilmenin özlemi, yüzyıllardan bugüne taşınmıştır. Bu özlem bugün
de inatla taşınmaya devam ediliyor.
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi
Kütüphanesi İçin Tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme