
Önsöz
Tüm büyüklerin ortak
özelliği, bir zamanlar çocuk olmasıdır. Ama zamanı gelince yetişkin olmak, tüm çocukların
ortak özelliği değildir. 7 yaşında Sevcanlarımız ve 9 yaşında Muhammedlerimiz panzerler
altında ezilmesin diye, Berkinlerimiz 15 yaşında kalmasın diye, Aylan
bebeklerimiz Meriç nehrinde mezarsız ölüler olmasın diye, tüm çocukların mutluluk
içinde büyüyebildiği bir dünya için; devrimci abileri, ablaları mücadele
ediyor.
Tabi saldırı sadece öldürmek
de değil, bu katiller beyinlerini de kirletiyor çocuklarımızın. Devrimci
abileri ve ablaları da çocuklarımızın tertemiz beyinleri kirlenmesin diye
mücadele ediyorlar. Bu masal kitabı da, safsatalarla dolu masallara karşı
kandıra F tipi özgür tutsakların emeğinin ürünü.
Olağanüstü güçlere sahip
kendini beğenmiş kahramanlardan, kusurlu ama değişimi öğrenen Zıpırlara;
yakışıklı prenslerden, havuç Alişanlara; bizim hiçbir zaman yaşamadığımız
zengin krallıklardan, her akşam birlikte parkta oturup çay içilen
mahallelerimize; apartman dairelerine sıkışıp kalmış. Çocuklardan,
gecekondusunu yıktırmayan sapanlı Çiğdemlerimize kadar, tümüyle farklı bir
dünyanın varlığına işaret ediyor masal kitabımız ve tabi ki bizi o yoldan
yürümeye çağırıyor. Haydi! Hep birlikte, daha güzel bir dünya için,
çocuklarımız için mücadele edelim!
İstanbul'un eski semtlerinde bir
mahalle varmış. Bu mahallede herkes birbirini tanıyormuş. Mahallenin çocukları hafta
içi her sabah saat 07.00'da okula, büyükler ise işe gidiyormuş. Her- kes birbirini
tanıdığı için yolda birbirlerini gör- düklerinde selam verip öyle geçiyorlarmış.
Çünkü tanıdığın birine selam vermemek çok ayıp karşılanıyormuş.
Bu mahallenin özelliklerinden
biri de her- kesin cep telefonu ve bilgisayarı olmasına rağmen hiç kimse zamanının
çoğunu onlarla geçirmiyor olmasıymış.
Çocuklar okuldan geldikten
sonra arkadaşlarıyla oynamaya gitmeden önce ödevlerini yapıyorlarmış. Sonra
sokağa çıkıp oyun oynuyorlarmış. Akşam olduğunda herkes işten döndük- ten sonra
yemekler yeniyor çaylar ise komşularla birlikte parkta içiliyormuş. Yaz olduğu için herkes dışarıda oturmayı
seviyormuş.
Yine bir akşam Ali'nin anne
babası, İdil'in abları, Deniz'in anne babası; Yusuf, Merve ve İsmail'in aileleri
ellerinde minderleri, demlikleri ve bardaklarıyla park alanında buluş-
muşlar. Çocuklar da minderleri taşıyarak
ailelerine tardım ediyorlarmış. Park alanında aileler sohbet ederken çocuklar
da oyun oynuyorlarmış.
Gökyüzü açık, yıldızlar sanki
çok yakınlar gibi parlıyorlarmış.
Çocuklar gökyüzüne bakıp
gördükleri yıldızları saymaya en parlak yıldızın kendi yıldızları olduğuna dair
yarışa giriyorlarmış.
Çocukları gökyüzünden izleyen
yıldızlar ise durumlarından memnun kendilerini en güzel şekilde göstermeye
çalışıyorlarmış.
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder