Yazar Adı: Eş Şadli Bin Cedid
Yayınevi: Boran Yayınevi
Basım Tarihi: Şubat 2021
“Bazıları Allah’a verdikleri sözü tuttular, aralarındaki
sıra değişti.
Kimisi sürecini tamamlayıp öldü, kimisini sırasını
bekliyor.”
Yüreklilik ve cömertlikle en üst örneğim babamın ruhuna,
fedakârlığı ve tevazusuna saygı duyduğum annemin ruhuna..
Vefa ve takdirlerimi,
-Değerli kanlarıyla bu güzel toprakları sulayan Kurtuluş
Devrimi şehitlerine,
-Bu vatan için bedel ödeyen ve yoldan dönmeyen silah
arkadaşlarıma,
-“Anılar”dan yararlanacağını umduğum gelecek kuşaklara
sunuyorum.
Eş Şadli Bin Cedid
ANILAR NİÇİN YAZILDI?
Bu “Anıları” ortaya koymak konusunda uzun süre tereddüt
ettim. Halkımın uzun tarihinde her
aşamayı geçerken ödediği devasa bedellere kıyasla hayatımın
ve devrimin sürecinin anlamsız
olduğunu düşünürdüm. Kurtuluş Devrimi sırasında ödediğim
bedelin ve bağımsızlık sonrası yıllarda
harcadığım emeklerin benim kuşaktan Cezayirlilerin örnek
alıp yerine getirdiğim görevler olduğuna
inanmışımdır. Tereddüdümü arttıran bir şeyde... Birçok
tanınmış politikacının ve komutanın
anılarını okudum. Tabi ki aralarında Cezayirlilerinkileri de
vardı. Tarihe tanıklık gerçeğe
uygunluk ve tevazu gereklidir. Oysa çoğunun narsizm ve
kendini abartmaya battığını gördüm.
Bununla birlikte mücahitlerden (*) sadık dostların ısrarı
üzerine, sonunda tereddütlerime üstün
geldi. Kimilerinin de kişisel mücadele tarihime zarar verme
girişimleri de böyle bir işe girişmenin
zorunluluğuna dair düşüncemi güçlendirdi. Eski ve yeni anılarımı
kafamda canlandırmaya çalışırken
iki engelle karşı karşıya kaldım. Birinci engel devrimcilik
yıllarımla ilgili belgelerin
çoğunluğu ya kaybolmuştu ya da bu sayfalara sığmayacak kadar
çok sebepten kaynaklı imha edilmişti.
İkinci engel ise zaman geçtikçe hafızanın parazitlenmesi,
atasözünün dediği gibi sönümlenen bir
sesin yankısına dönüşmesiydi.
Bu birinci cilde “Bir Yaşamdan İzler” adını seçtim çünkü
gerçekten de kitabın konusu sadece
yaşadıklarımdan kalan izlerdir. Bilindiği üzere insan hafızası
ne kadar güçlü olursa olsun
unutur. Diğer yandan bazılarına kötülük yapmak ya da
bazılarıyla kişisel hesaplaşmaya girmek
anlamına gelebilecek bazı konuları bilerek kitaptan
çıkardım. Bu “Anılar”ı yazarken gerçekleri
saptırmayı başkalarını yaralamayı ve olayları abartmayı
kendime yasakladım. Bu doğru ve mütevazi
tanıklığım değeri ne olursa olsun hakkında çokça
anlaşmazlıklar ve çekişmeler bulunan bazı tarihsel
olayları ve ulusal konuları netleştirmekte tarihçilere bir
belge işlevi göreceğine inanıyorum.
Bizzat tanığı ya da fiilen tarafı olmadığım konular hakkında
konuşmaktan elden geldiğince- uzak
durdum. Anlatımlarda okur belki bugünkü düşünce ve
tavırlarımın etkisini görecektir. Bu doğaldır
çünkü birçok durumda direkt tanıklık etsek bile kimi tarihsel
tutumları ve kapsamları
sonuçlarına varmadan kavrayamıyoruz. Bazen insan kendini
devasa ve fırtınalı olaylar okyanusunda
bulur ki, bunların kendisi ve ülkesi üzerindeki etkilerini
ancak on yıllar sonra kavrar. Benim
kurtarıcım, olayları bazı dersler çıkararak elden geldiğince
tam bir dürüstlükle sunmak için
duyduğum şiddetli is- tektir. Bu “Anılar”dan bir beklentim
varsa o da beni insanlara bilmelerini
istediğim gibi sunmasıdır, başkalarının anlattıkları gibi
değil.
Bitirirken bazı olaylar hatırlamama yardım eden kimi yer
isimlerini ve bilgileri düzelten bazı
dostlara çok teşekkür etmeden geçemem. Dört yıl süren uzun
oturumlar düzenlemeye gönüllü olduğu ve
beni dinleme sabrı gösterdiği için Prof. Abdülaziz
Ebubekir’e özellikle teşekkür ediyorum.
Eş Şadli Bin Cedid
(*) Yazar “mücahit” kelimesini kitap boyunca genelde
“İslami Cihatçı” anlamında değil. “yurtsever
devrimci” alanında kullanmaktadır- (çn)
(**) Es Seba Arapçada “yedi (7)” anlamına geliyor (çn)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder